| Ancak o dönemlerde bugünün aksine  e-ticaret yapmak normal ticaret yapmaktan daha maliyetli ve riskliydi.  Nedeni ise bir e-ticaret sitesi açmak için güçlü ve maliyetli bir sunucu  altyapısı, e-ticaret yazılımı için yüksek maaşlı personel istihdamı  gibi birçok maliyet gerektirecek işlemler gerekiyordu. Buna  paralel olarak satışlarda yok denecek kadar az seviyedeydi. İnsanların  kredi kartı bilgilerini vererek bir siteden alışveriş yapması çok  entelektüel bir durum gibi görünüyordu. Hatta bir seminerde  Garanti  Ödeme Sistemleri Üye İşyeri Pazarlama Direktörü Altan Taşkıran “sanal  pos hizmeti verdiğimiz ilk günlerde bir sipariş geçildiğinde biz bile  inanamıyorduk, müşteri arayıp gerçekten aldınız mı diye soru soruyorduk”  demesi bile e-ticaretin o dönemlerdeki durumunu yeterince açık  anlatıyordu. Dolayısı  ile çoğu firma sektöre girmeye çalışıyor ancak bu maliyetlerin altından  kalkamayıp siteyi kapatıyordu. 2004 yılı geldiğinde bizimde e-ticaret  sistemini çıkarttığımız günlerde paket e-ticaret sistemi kavramı  Türkiye’de yeni oluşmaya başladı. Kullanıcılar  çok cazip bir rakam ödeyerek hem e-ticaret sistemine hem de güçlü bir  sunucu ve teknik ekibe sahip oluyorlardı. Böylece kullanıcıların aldığı  risk en aza inerek küçük ve orta dereceli işletmelerde e-ticaret  sektörüne girmeye başladı. İnsanlar e-ticaret sektörüne ilk olarak  kendileri inandılar sonra çevresindeki insanları inandırmaya başladılar.  Çeşitlilik artarak sanal mağaza sayısı hızla çoğaldı. Bu süreci iyi  yönetemeyenler kapandı.  Yerine  yeni ve sanal mağaza kategorisinde güçlü markalar ortaya çıkmaya  başladı. Artık sanal mağaza açmak normal ticarete göre çok daha ekonomik  ve risksiz olmaya başladı. Türkiye’  de Dünyadaki bu pastadan iyi paylar almaya başladı. İlerideki yıllarda  ise Türk insanının interneti daha fazla kullanması ile ve internet  kafelerde oyun oynayan gençlerin para kazanmaya ve alışveriş yapmaya  başladığında tercih edeceği en büyük platform kuşkusuz e-ticaret  olacaktır. 
 |